Dubaı Gezi Notları
Muhafazakar Vegas
Seyahat sonrası aklımda kalan en şaşırtıcı şey burada yaşayan insanların çok mutlu olduklarını söylemesiydi. Uçakta, takside, otelde... Sohbet ettiğim herkes hayatlarından çok mutlu olduklarını ve prensi (yani emiri) çok sevdiklerini dile getirdiler. Konumu gereği her şeyin en güzeline sahip olduğumuz topraklarda mutluluk oranımızın düşük olduğunu hatırlayıp, tekrar tekrar inatla sordum ama sonuç değişmedi. Petrol sağ olsun!!!
Burası muhafazakar Vegas! Alkol yok, kumar yok, hayat kadınları yok, gece şovları yok... (tabii var ama ulu orta yok!) Burada dünyanın enleri var; en yüksek bina, en büyük alışveriş merkezi, en büyük tema parkı... Görüyorum ki insanoğlu son yüzyılda çölleri pek güzel değerlendirdi.
Uçaktan iner inmez vize memurları geleneksel kıyafetleri ve terlikleri ile beni bir hayli şaşırttı. Bana komik gelen bu hallerine gülmeye başladığımda ise ‘acaba burada gülmek, kahkaha atmak yasak mıdır? Burada tutuklanırsam ne olur? ’ diye korkmaya başladım. :)
Ülkede çalışanların çoğu yabancı. Her milletten insan var. Çoğunlukla Asya ve Afrika’dan ithal edilmiş özellikle Müslüman olan modern köleler görebilirsiniz. (Modern köle: çalışan çağımız insanıdır. Lütfen konuyu başka yerlere çekmeyin.) Taksiciler dahil olmak üzere herkes İngilizce biliyor ve her konuda yardımcı olmaya çalışıyor. Önemli bilgi: Taksilerin günün belli saatlerinde ve bindiğiniz yere göre açılış tarifeleri değişiyor yani havaalanı, palmiye adası gibi bir yerden taksiye binmek daha pahalı. Dikkat etmeniz gereken küçük bir ayrıntı daha var. Resmi taksi olmayan ve sizi gideceğiniz yere götürmek için peşinizde dolanan taksi ister misiniz diyen kişiler sizi kandırmak için oradalar.
Birleşik Arap Emirlikleri başka bir gezegende gibi. Burada halktan vergi alınmıyor ve az önce de yazdığım gibi halk çalışmaya ihtiyaç duymuyor. Bir kaç memur ve polis dışında çalışan emirati (Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı) görmedik. Hatta tarihte böyle monarşi görmedik! Emirlikler arasında Dubai ve Abu Dhabi en modern şehirler, diğer 5 şehir için kulağımıza güzel dedikodular gelmedi.
Hayatımın 5 gününü ayırdığım bu seyahat kesinlikle beni şaşırttı ama tekrar beni oraya götürecek bir büyüsü yoktu. Buraya da gittim, orayı da gördüm demek farklı bir kültür görmek için yeterli bir süre olduğunu düşünüyorum. Gidip başka bir görüşü olan olursa dinlemek isterim.
İlk gün otelin verdiği tavsiye ile The Walk JBR Beach’e gittik ve burada The Cheesecake Factory görene kadar günüm kötü gidiyordu. 3 saat kalacağımız ve su sıcaklığının 30 derece olduğu bir günde iki şezlong 1 şemsiye için 190 AED (yaklaşık 180 TL) istediklerinde sinir katsayım yükselmişti. Herkes neden bu sıcakta kumun üzerinde kavruluyor sorusuna cevap bulmuş oldum. Biz kendi topraklarımızda ‘kızgın kumlardan serin sulara’ atlayarak büyüdük. Şahsen kızgın kumlardan duş suyuna atlamak gibi bir hayalim hiç olmadı. Denizin içinden sahilde görünen gökdelenlere bakıp çıktık. :) Hemen etrafta neler var araştırmaya başladık ve alışveriş için güzel dükkanlar gördük. Bir kaç dükkan sonrası çölde sahra görmüş bedevi gibi The Cheesecake Factory kapısına doğru koştuk. Afiyetle yedik içtik. Akşam Dubai Outlet AVM’ye giderek fiyat araştırması yaptım. Avrupa ve Amerika markalarının hepsini bir arada bulabileceğiniz bir yer ama benim için çılgınca alışveriş yapılacak bir yer değildi. Çok seyahat eden biriyseniz eğer bu ürünleri kendi ülkelerinde daha uygun fiyatlara bulabilirsiniz.
JBR Beach Residances
JBR Beach
Arap kültürünü içinize kadar çekmek ve bir çöl kampında akşam yemeği deneyimini yaşamak için çöl safari turuna katılmanızı öneririm. Mısır seyahatimde yapmış olduğum benzer bir tur olsa da böyle bir coğrafyaya gelince tekrar etmek istedim.
Çöl Safari
Kızıl kumlarda harika bir deneyim
Laf aramızda çölde çekilen fotoğraflar da çok güzel oluyor. :) 6 kişilik Jeepler çölde bir konvoy oluşturuyor ve sizi 1 saatlik bir yolcuk ile çöl kampının olduğu yere götürüyor. Yolculuk özel eğitimli şoförlerle kızıl kumlarda sizi bir oraya bir buraya, kum attıra attıra götürmelerinden ibaret. 3 mola yeri ve fotoğraf çekme molaları. :) Dikkat ettim en çok Türk kızları fotoğraf için sevgililerini oradan oraya sürükleyebiliyor. Fotoğraf çekmek için kum tepesine tırmanan Türk erkekleri gördüm. Helal valla!!!
Türk Erkeklerinin Türk Kızları İle İmtihanı
Çöl kampında ATV Safari yapabilir, deveye binip turlayabilirsiniz. Emin olun ATV safari, Jeep ile yaptığınız seyahatten çok daha keyifli. Hava karardığında 6 kişilik ekibimizle aynı sofraya oturduk ve dedikodunun dibine vurduk. (2 Türk, 2 Bulgar, 2 Güney Afrikalı) Geceyi dansöz şovu sonrasında bitirdik. Kültürümüz gereği bu bölüm bizim ilgimizi tabii ki çekmedi ama diğer turistlerin hayran bakışlarını yakaladım. :) Yeni tanıştığımız arkadaşlarımızla gecemiz çok keyifli geçti.
Geleneksel Çöl Yemeği - Dansöz Şov Eşliğinde
Hava sıcaklığının yüksek oluşu ve alışveriş merkezlerinde uzun saatler geçirmek istemediğimiz için 3. gün Palmiye adasında bulunan Atlantis Aquaventure Waterpark’ a gitmeye karar verdik. Böylelikle palmiye adasını da görmüş olduk. Eğer o meşhur Atlantis otelde konaklıyorsanız ve konaklamanız tüm aktiviteleri kapsıyorsa bu su parkına ve The Lost Chambers Aquarium’a (devasa akvaryum, gitmedim ama meraktayım) ücretsiz giriş yapabilirsiniz. Kişi başı biletleri internetten 260 AED’a (yaklaşık 220 TL) aldık. Kapıda alınan biletlerden biraz daha uygun oluyor. İçeride yapacağınız harcamalar için girişte para yükleyebildiğiniz bileklikler kolunuza takıyor ve akşam saatlerine kadar sudan çıkmadığınız keyifli bir gün sizi bekliyor. Burası feci pahalı bir yer, böyle kazık yemeyi Amerika’daki tema parklarda görmedim. Eğer giderseniz, siz siz olun bilekliğinize fazla para yükleyin! Sürekli suyun içinde olduğunuz için tekrar para yüklemek size eziyet olabilir. Burada suya dayanıklı bir telefonunuz ya da telefon kılıfınız yoksa fotoğraf çekemezsiniz ve onların çekmiş olduğu fotoğrafların bir tanesini 100 AED (yaklaşık 90TL) karşılığında alabilirsiniz. Gördüğünüz fotoğrafları Atlantis otelin sitesinden aldım, buranın nasıl bir yer olduğunu gözünüzde canlandırmak istedim. Her şey harika planlamış, parkurların hepsi birbirine bağlı ve su kaydıraklarına suyun içinden bağlanıp, bantların üzerinde yolculuk yaparak ulaşabiliyorsun. Her bir parkurda ayrı keyif ayrı bir atraksiyon yer alıyor tabii ki gün sonuna kadar hepsini defalarca deneyimleme fırsatınız oluyor. Büyük su kaydıraklarında biraz sıra beklemek gerekiyor ve beklemeyi sevmeyen sabırsız bir milletten olduğumuz için o bölümler biraz sıkıcı diyebilirim ama kesinlikle değer!!! Keyifli ve suyun için bir gün geçirdikten sonra dünyanın en yüksek binası olan Burj Khalifa’yı görmek için yola düştük. Palmiye adasından binmiş olduğumuz taksi bindiğimiz saat ve yer nedeniyle hem pahalı hem de trafikte zaman harcamamıza neden oldu. Buradan metro ile ayrılmanız en doğru tercih olacaktır.
Atlantis Waterpark Dubai
Atlantis Waterpark Dubai'de yapabileceğiniz bir çok aktivite var
829 m uzunluğundaki Burj Khalifa, The Dubai Fountain ve dünyanın en büyük alışveriş merkezi Dubai Mall yan yana olduğu için 1 taşla 3 kuş vurmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Yani benim en sevdiğimden :) Öncelikli tavsiyem her zaman olduğu gibi alınması gereken biletler. Burj Khalifa’nın en üst katına çıkmak istiyorsanız biletlerinizi önceki bir tarihte internetten daha ucuza alabilirsiniz ya da kişi başı harcama sözü vererek 124. kata çıkmak yerine 123. kattaki At.mosphare isimli bara giderek vakit geçirebilirsiniz. Biz ikisini de yapmadık.
Dünyanın bir çok yerinde şehri yukarıdan izlemekle ilgili yaptığım aktiviteler bir süre sonra gereksiz zaman ve harcama olarak gelmeye başladı. Beni pek cezbetmeyen bu aktivite binlerce turist tarafından her yıl yapılıyor yani sadece benim tavsiyemle değil paşa gönlünüze göre hareket edin. Yukarıda saydığım 3 şey bir araya geldiği için bu alan oldukça kalabalık. Binada sürekli farklı şekilde tekrarlanan ışık şovu gerçekten etkileyici. Fotoğraflarda maalesef oradaki atmosferi yakalayamadım. (Hava karardıktan sonra gittiğimiz için olabilir.) Hemen yanında akşam 6’dan sonra başlayarak her yarım saatte bir (15 ve 45 geçe) gerçekleşen Melih Gökçek deyimiyle “fışkiye” şovunu izleyebilirsiniz. Suyun ışık ve müzik ile dans ettiği bu gösterinin bir benzeri de Las Vegas’ta var ancak Vegas bu konuda sınıfta kaldı. Aynı kişilerin tasarladığı bu gösteride Dubai için biraz torpil yapmışlar gibi. Tabii prens daha çok para vermiş olabilir, detaylara çok hakim değilim. Müzik sürekli değiştiği için her seferinde farklı bir show izleyebilirsiniz ben sizin için 2 tane video çektim :) Keyifle izleyin!
Sokak aktivitelerimizi tamamladıktan sonra devasa Dubai Mall’a girdik. Şehre ilk geldiğimiz gün taksici ilk gelmemiz gereken yerin burası olduğunu söylemişti. Evet büyük, evet güzel, evet bir çok aktivite var ama AVM işte! Eeee ben de sokak kızıyım! Daha öncede bahsettiğim gibi tüm dünya markaları burada var. Bir de buranın en büyüğü olduğunu düşünün ve hayal edin! Marka cennetine düştünüz demektir. Bu yıl Amerika’da yaptığım alışveriş sonrası burada en ilgimi çeken şey yemekle ilgiliydi. “The Cheesecake Factory bulmuşken yemek ye” dememiş miydi atalarımız! :) Önemli not: Alışveriş yapmak istiyorsanız buraya tam gün ayırın! Gerçi bugüne kadar Dubai Mall’u baştan sona gezen biri var mı merak ediyorum. Hayır zaten 1 günde olacak iş değil! Ama güzel bir alışveriş için yeterli.
Dubai Mall
Dubai Mall - Gerçek dinazor iskeleti
Dubai Mall’da dikkat çeken diğer güzellikler; dışarıdan bir kısmını görebildiğiniz devasa bir akvaryum (dilerseniz ücret karşılığında içeri girebilirsiniz), harika duvar tasarımları, markalara ayrışmış özel bölümler... Altın kaplama kapısı olan markalar bile var. Biz etkinlik alanında enfes bir show izledik. Gittiğinizde mutlaka bir gösteriye denk gelirsiniz.
The Dubai Fountain gösterisini bekleyen kalabalık
Mall of Emirates yakınında bir otelde kaldığımız için seyahatimiz boyunca iki kez gittik. Burası Dubai Mall açılmadan öncenin dünyanın en büyük alışveriş merkeziydi. İlk gidişimiz paramızı AED’e çevirmek içindi 2. gitme sebebimiz ise tabii ki yemek! Burada kayak yapılan bir pist var ve hiç boş kalmıyor. Kayak pistini görmek için bir çok turist buraya ziyarete geliyor. Dışarısı sıcaktan kavrulurken hem serinlemek hem de kayak yapmak elbette büyük lüks! Eyyy petrol sen nelere kadirsin. Burada The Cheesecake Factory’de yemek yerken kayak yapanları izleyebilirsiniz çünkü pistin sonu cam ile restorandan ayrılıyor ve buranın manzarasını oluşturuyor. Şahsen biz öyle yaptık. :)
Mall of Emirates - Kayak pistinin dışarıdan görünümü
Dubai’de görmeniz gerekenleri yazdıklarım +1 olarak düşünün. Dubai’nin simgesi haline gelmiş olan dünyanın ilk 7 yıldızlı oteli Burj Al Arab’a gitmedim ama uzaktan bir kaç kez selam verdim. Çok param var ben orada kalırım diyorsanız gidin, kalın ve bana yazın! :)
Dubai’yi gezerken kendimizi dev bir şantiyenin içinde hissettim. Her yerde yüksek ve gösterişli binalar var ve sürekli yenileri ekleniyor. Nasıl beceriyorlar bilmiyorum ama inşaat sesi hiç duyulmuyor. Umarım 10 yıl sonra beton yığınına dönmüş bir şehir haline gelmez.
Son gün Dubai’den 1 gün için araba kiralayarak Abu Dhabi’de bulunan Ferrari World’e gittik.
Ferrari World Gezi Notları için tıklayın.